Kategoriler
Viski

Viski Tadım Notu: Old Pulteney – Noss Head Lighthouse

  • Tadım kadehi: Glencairn
  • Burun
    • kokusu cok hafif
    • bitki cayi
    • hafif meyveli sekerleme
    • narenciye yapragi
    • 1-2 damla su eklendiginde kir cicegi kokulari ortaya cikiyor hafifce.
  • Damak
    • Gelisimi yavas.
    • Hafif narenciye tatlari alabildim.
    • Cok sasirtici bir etkisi yok.
    • Resmi tadim notlarında sözü edilen hindistan cevizi tadini hic alamadim.
    • Hafif yakici ama %46 alkol orani icin bekledigimden daha az yakici.
    • Belli belirsiz bir taze ışgın / yesil erik havasi var.
  • Bitiş
    • Epey uzun.
    • Sona yakin eksimsi tatlar biraz daha beliriyor.
  • Diğer
    • Old Pulteney eskiden yalnizca denizden ulasilabilen bir damitimeviymis. Bu nedenle denizci viskisi olarak biliniyor.
    • Bu ekspresyon ise Noss Head adli deniz fenerine ithafen uretilmis ancak bildigim kadariyla dogrudan bir iliskisi yok.
    • Old Pulteney damitimevindeki imbikler geleneksel “kuğu boynu” yerine “kacakcinin caydanligi” adi verilen bicimdeymis. Bu klasik Old Pulteney sise bicimi ise imbiklerden esinlenilmis.
    • Viskinin yaşı belirtilmemis. Ancak dengeli olan kokusu ve tadi bende cok genc olmadigi izlenimini birakti.
    • Bence 12 yillik Old Pulteney’e gore daha gösterişşiz ama daha rahat icilen bir viski. 

Puan: 78/100

Share
Kategoriler
Koşu Spor

Run Fire Salt Lake Ultra Trail 2021 – 20K Deneyimlerim

21 Ağustos 2021 tarihinde, UzunEtap tarafından düzenlenen Run Fire Salt Lake Ultra Trail etkinliğinde, 20km parkurunu tüm engellere rağmen koştum.

Bu benim “sanal olmayan” ilk trail yarışım oldu. Etkinlik Run Fire Salt Lake Ultra Trail olarak geçiyor ancak pek çok kişi bunu yol yarışı gibi düşünüyor. Doğruya, doğru; yarış “patika” (trail) üzerinde koşulmuyor, ancak, suyumuzu yanımızda (CP hariç) taşıma zorunluluğu (20K parkurunda sadece 10K kontrol noktasında su ikmali şansımız vardı) ve değişken zemin şartları, bu etkinliği yol yarışlarından farklı kılıyor.

Etkinlik alanı iyi düzenlenmişti. Çadır alanı hem otoparkın hem de etkinlik alanının hemen yanındaydı.

Yarış öncesi benim gibi çadırda konaklayanlar, çok kuvvetli rüzgar nedeniyle uykularını almakta zorlandı (Garmin’e göre normalde en az 1 saati derin uyku fazında geçirirken, yarış öncesi yalnızca 12dk derin uyumuşum). Bu nedenle Ankara’dan sabah erken gelip koşanlar daha iyi bir deneyim yaşadılar bence. Yine de çadırda konaklayıp, uykusunu alamayıp iyi performans gösterenler de oldu (bahane aramayalım yani) 🙂

Kamp ve etkinlik alanının zemini kum gibi olduğundan ve devam eden rüzgar nedeniyle, sıklıkla “çadırları yere iyi sabitleme” hatırlatmaları yapıldı. Kum ve rüzgarın başka bir etkisi de, katılımcıların çadırlarının içinin de kum dolmasıydı.

Etkinlik alanında sürekli çalınan müzik, doğal olarak katılımcıları daha enerjik kılmayı amaçlıyor. Bunun yanında, müziğin hiç durmadan sürmesi beni yordu etkinlik alanında.

Yalnızca 6 gün önce geçirdiğim az hasarlı bisiklet kazası ve sol kaşımın altındaki dikiş gibi etmenler nedeniyle, önce yarışta koşamayacağımı düşünmüştüm. Hafta içinde iyileşme sürdükçe, “10K kategorisine geçerim” düşüncesi, 20 Ağustos 2021 öğlen saatlerinde çadır kurduktan sonra, “20K’ya başlarım, eğer bir sıkıntı olursa, nasılsa parkur belli, geri dönerim – nasılsa derdim finisher madalyası değil” düşüncesine dönüştü. Yarışta da 5km’ye çok rahat gelince, keyifle bitirebileceğimi anladım.

Bu yarışın en önemli zorluğu deneyimin parlak güneş ışığı ile her yönden sarılmış olması. Ben de bu yarışa “sıcakta koşmak çok zor” kaygısını yenmek için katılmak istiyordum 2 yıldır. Sıcak altında koşmanın, nabzın daha çok yükselmesi gibi bir sonucu oluyor (merkezi sinir sistemi, beden sıcaklığını düşük tutabilmek için kan dolaşımını hızlandırıyor).

Yarış için hedefim “en az” ikibuçuk saatte bitirmekti. Evet! “en az”.. 7:30 dk/km pace’e denk geliyor. Ancak kaşımdaki dikiş ve son zamanlardaki yorgunluğum nedeniyle, bilinçli olarak yavaş koşmayı, gerekirse yürümeyi, ve sıcak altında daha çok süre geçirerek, sıcağa dayanıklılığı öğrenmeyi amaçlamıştım.

Saat tam 9:00’da yarışa 30C (gölgede ölçüm) sıcaklıkta ve güçlü bir rüzgarla başladık. Yanımda sevgili dostum Mert vardı ve birlikte koşmayı konuştuk.

Daha birinci kilometre bitmeden, zeminin çamur olduğu bir noktadan geçerken yavaşladık. Devamında, kısa kısa, toprak, esneyen tuz, sert tuz ve tamamen ıslak (ancak derin olmayan) noktalardan geçtik. 4ncü kilometrede tamamen sert tuz yüzeyde koşmaya başladık.

Sert tuz olan bölümlerde dahi, çizilmiş parkurdan 2m sağda ya da solda ufak göçükler gördük (hatta parkur işaretinden 5m uzakta koşan bir katılımcının bu nedenle düştüğüne de tanıklık ettik)

1.6 km’ye geldiğimizde güçlü bir esinti bize eşlık ediyordu ve ölçülen sıcaklık 26C düzeyindeydi.

6ncı kilometredeyken, 15-16 saat önce yarışa başlamış 100 mil koşucularından biri karşıdan bizden daha dinç bir şekilde gelince, oradaki birinci görevimizin, onlara tezahüratlarımız ile destek olmak olduğunu farkettik 🙂 Koşumuzu bitirene kadar da bu görevi severek sürdürdük.

İlk CP (10km) ‘ye 1 saat 17 dakikada ulaştığımda 750ml su/sıvı-elektrolit ve 1 tane jel tüketmiştim. Sıcaklık 30C’ye kadar çıkmıştı tekrar.

CP’de önce su ikmali yaptım, 1 bardak kola içtim (soda olsaydı, onu yeğlerdim), ve iki ufak tuzlu kurabiyeyi yeleğime sıkıştırdım (sonra da yemeyi unuttum). Sindirim sistemime pek güvenemedim. Yararlanmasam da CP’deki gıda seçkisinin geniş, ve farklı tercihlere yanıt veren bir şekilde hazırlanması gerçekten hoş olmuştu.

13ncü kilometreye geldiğimizde, birdenbire rüzgar hafifledi. Gölgede ölçülen sıcaklık 32C’ye çıkmıştı. Yürümeye karar verdik biraz.

14ncü km’de biraz hızlanmayı denedik ancak 15.3ncü kilometrede sindirim sistemim beni zorlamaya başladı. Ayrıca nabzım da Zone 5’e uğramaya başlamıştı. Bilinçli olarak yürü-koş’a karar verdik sonrası için. O sırada da bir jel daha aldım.

Yarış bitene kadar 35C sıcaklığı gördük. Varışta 29-30C düzeyine ancak inmişti. (Bunların hepsi gölgede ölçüme göre – gerçek sıcaklığı tahmin etmek bile istemiyorum)

Parkur git-gel mantığında düzenlendiği için, baştaki değişken zemin özelliklerini varışta da deneyimledik.

Yarışın ikinci yarısında 1 litre suyun hepsini azar azar içtiğimde toplam 1750ml içmiştim ama daha çoook su içmeye gereksinimim vardı.

Toplam 2 saat 50 dakika sonunda, varışta, sevgili dostlarım Işıl, Erkan, Engin, Onur’un karşılamasını, tüm 20 km boyunca, kendisi yavaşlamadan gidebilecekken beni hiç yalnız bırakmayan, centilmenlik abidesi, sevgili Mert’in tüm ısrarlarıma rağmen, yavaşlayarak yarışı iki adım arkamda bitirmesini unutabileceğimi sanmıyorum.

Sonuçta, bu etkinlik benim için “yarış” değil, sınırlarımı genişletme amaçlı bir “antrenman”dı. Bu bağlamda amacıma ulaştığımı düşünüyorum.

Bir de isimsiz bir kahraman mataramı doldurmaya götürmüşken, ensemden bir tutam soğuk suyu beni toparlamak amacıyla döken sevgili Oktay sağolsun. Ben de bunu başkaları için yapmalıyım. Birdenbire dünyam değişti 🙂

  • Teçhizat:
    • Ayakkabı: Çevremden gelen öneriler ışığında yarışı nispeten eski olan bir yol ayakkabısı (Nike Pegasus 34) ile koştum (tuz nedeniyle ayakkabının zarar görmesi olasılığı yüzünden). Genellikle bir sorun yaşamadım, ancak başlangıç ve bitişteki yumuşak ve ıslak alanlar nedeniyle bir patika ayakkabısı, sert tuz alanlarda da (yüksek ağırlığım nedeniyle) daha esnek yastıklamalı bir ayakkabı ile (dolayısıyla yastıklaması konforlu bir patika ayakkabısı ile) koşmak daha iyi olabilirmiş. Nasılsa yarıştan hemen sonra ayakkabıların üzerinde biriken tuzu, üzerine su tutarak temizleyebildim.
    • Çorap: Nike Spark Lightweight – ayaklarımda hiç sorun yaşamadım
    • Kalf koruyucu: Sıcak havada bunaltabileceği kaygısının aksine, yere yakın damarlarda göllenmeye engel olmak için kompresyon özellikli kalf koruyucuları (Compressport Calf R2 V2) kullandım. Bence çok önemli.
    • Yelek: Salomon S/Lab 5 litre ile çok rahat ettim. Kapasitesi ve ergonomisinden çok memnunum
    • Şapka: Compressport güneş koruyuculu yarış kepi – son kilometrelerde ense koruyucu kısmını çıkardım, ama çıkarmasam da olurmuş.

Özetle, aradığım deneyimi buldum 🙂

  • Kısaca bir de hoşuma giden şeyleri yazayım:
    • Etkinliğin, önceden belirtilen zaman planına tam uyarak yürümesi
    • Yarış brifinglerinin, öz, net ve etkili olması
    • Yarış sonrası etkinlik alanında sürekli su ikramı
  • Biraz da “olsa daha iyi olur”lar:
    • CP’de ve etkinlik alanında (gerekirse satılık olarak) maden suyu sodası
    • Etkinlik alanında glutensiz ve vegan beslenme seçenekleri (bunun sağlanması zor olmakla birlikte günümüzde anlamlı bir gereksinim bence)

Share
Kategoriler
Koşu Spor Triatlon

Ferdi Sporcu Lisansı Nasıl Alınır?

Uzun koşu yapmaya başladığım ve ardından Adım Adım ile tanıştığım süreçte aklıma düşen bir konuydu bu. Pandemi süresinde katılmak istediğim koşu yarışları iptal olunca, sağlık raporu yerine de kabul edilen ferdi sporcu lisansına başvurmayı ertelemiştim. Sonunda geçen hafta bu konuya odaklanarak lisansımı edindim..

Yaptığım spor çoğunlukla uzun mesafe koşu olmasına rağmen, cross-training amaçlı yaptığım ve deneyimim olan bisiklet ve yüzme antrenmanlarını da düşünerek, ileride triatlon da yapmayı düşünüyordum. Bu nedenle triatlon lisansına başvurmaya karar verdim.

Yazının sonunda uzun uzun anlatılan kısım 2021 yılında lisansın nasıl alındığını anlatıyor. Ancak artık (10 Temmuz 2023 güncelleme) işlemler çok daha kolay.

Kolay E-Lisans Başvurusu
  1. Spor Bilgi Sistemi’ne https://spor.gsb.gov.tr/edevletbasvuru/ adresinden giriş yapıyoruz
  2. Sol altta “Sağlık İşlemleri -> Sağlık Raporu için Sevk”‘e tıklıyoruz
  3. “Sevk Talebi Oluştur” butonuna tıklıyoruz
  4. Aile hekimi onayını (ki bunun için kan testi isteyebilir, kardiyolog ya da spor hekimine yönlendirebilir) hem sistemde veriyor, hem de basılı bir rapor da verebiliyor.
  5. Spor Bilgi Sistemi’nde profil bilgileriniz ve fotoğrafınız tamamlanmış olmalı.
  6. Sağlık işlemlerinde “Sağlık Beyanı” bölümünde “Spor yapmaya uygunum” işaretlenmiş olmalı.
  7. Lisansına başvuracağınız spor dalı ayrıca başka beyanlar gerektirebilir (örneğin: Triatlon için Yüzme Beyanı (Sporcu başlığı altında)
  8. Tekrar Spor Bilgi Sistemi’ne giriş yapıp “Başvurular -> E-Lisans”a tıklıyoruz (Ferdi Lisans seçtiğinizden emin olun)
  9. 5 adımda başburu ilgili federasyonun onayına düşüyor (1-2 işgününde onaylanıyor)
  10. Lisans başvurusunu “e-Lisans” sayfasından takip edebilirsiniz
  11. Onaydan sonra, “Sporcu -> Lisanslarım” adımından “Lisans Kartı Görüntüle” butonunu tıklayarak lisansımızı bastırmak üzere indirebiliyoruz.

Bu yeni sistemi deneyimleyip detayları paylaşan sevgili Nebil Müren ve Yekta Kara’ya da çok teşekkürler.

Eger sistemde sorun olursa ve e-Lisans alamıyorsanız aşağıdaki adımları gözden geçiriniz.

Eski Notlar

Ankara’da yaşadığım için aşağıdakı adımlar Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü özelindedir.

Internet’ten yapacağınız işlemlerin hepsini bilgisayar üzerinden (yani telefon/tablet yerine) yapmanızı öneririm. Web sayfaları sağlıklı çalışmayabiliyor.

Anlaşılan raporu ille de Aile Sağlık Merkezi’nden almak zorunlu değilmiş. Özel doktor ya da hastaneden (kardiyoloji ya da spor hekimliği) alınacak aşağıda anlattığım durum gösterir rapor (Sağlık Raporu için sevk, Kişisel Sağlık Bilgi Formu, ASM ziyareti işlemleri olmadan) ile doğrudan diğer belirtilen form ve belgelerle lisans başvurusu yapılabiliyor.

İlk aşamada, Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan “Sağlık Raporu için Sevk” işlemi yapmam gerekti. Şu adımları izledim:

  1. https://spor.gsb.gov.tr/ sayfasına gidip,
  2. Solda “Hizmetlerimiz EDevlet Girişi”ne tıkladım (bu aşamada e-Devlet sistemine giriş yapmanız gerekecektir)
  3. “SAĞLIK İŞLEMLERİ”ne tıkladım
  4. “SAĞLIK RAPORU İÇİN SEVK”e tıkladım
  5. İstenen bilgileri doldurduktan sonra “Sevk Talebi Oluştur” butonuna tıkladım

Talep oluştuktan sonra Aile hekiminden (Aile Sağlık Merkezi’nden – ASM) sağlık raporu çıkarttırmak gerekiyor. Ancak bu ilk olarak doğrudan ASM’ne giderek yapılacak bir işlem değilmiş.

Eğer ASM’nde görüştüğünüz/görüşeceğiniz doktor/hekim spor ya da kardiyoloji açısından yetkin/yetkili değilse (olmak zorunda da değil tabii ki) sizden bir “uzman spor hekimi” ya da “kardiyoloji uzmanı”ndan “DURUM BİLDİRİR RAPOR” isteyecektir. Raporu verecek doktorun devlete bağlı ya da özel çalışıyor olması farketmez. Benim durumumda da bu rapor gerekli oldu.

İki yıldır düzenli kontrollerimi yapan kardiyoloji doktoruma gittim ve konuyu ilettim. 3 ay önce elektrokardiyografi (EKG), Eforlu EKG ve ekokardiyografi (EKO) testleri ve muayeneden geçmiş olmamın üzerine, doktorum tekrar muayene edip, EKO ve EKG testleri yaptı. Sonucunda da durum bildirir raporu aldım. Ben triatlon lisansına başvuracağım için raporda aşağıdaki metin kullanıldı

Hastanın koşu, yüzme ve bisiklet gibi spor aktiviteleri yapmasında sakınca yoktur

Bu raporu yazılı/basılı olarak aldıktan sonra, hala ASM’ne gitmek için erkenmiş. Önce e-Devlet’ten “Kişisel Sağlık Bilgi Formu”nu doldurmam gerekti. Bu işlemi telefonla yaparken çok sorun yaşadım. O nedenle bilgisayar kullanarak yaptım:

  1. e-Devlet sitesine https://www.turkiye.gov.tr/ adresinden gidip:
  2. Kurumlar’a tıkladım
  3. Sağlık Bakanlığı’nı seçtim
  4. Kişisel Sağlık Bilgi Formu’na ilerledim.
  5. Halıhazırda e-Devlet sistemine giriş yapmadıysanız, bu noktada kimlik doğrulaması istenecektir.
  6. “Yeni Başvuru” butonuna tıkladım.

Bu formda sayfalar dolusu soru var; ameliyatlarınızdan, düzenli kullandığınız ilaçlara, kronik hastalıklara, gözlüğünüze kadar yanıt vereceğiniz sorular var. Doldurmak zaman aldı.

Formları doldurarak beyanınızı tamamladıktan sonra, artık sıra ASM’ne giderek oradaki doktorunuzun sistemde sporcu lisansı için gereken raporu oluşturmasına geldi. Benim yanımda (eğer doktor talep ettiyse) spor hekimi ya da kardiyoloji durum bildirir raporumun olması yeterli oldu.

ASM’ndeki doktorun sistemde lisans için gerekli sağlık raporunu oluşturmasından sonra artık yaşadığınız ilin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne gidebilirsiniz. Yanınızda aşağıdakilerin bulunması gerekiyor:

(Koşu / Atletizm lisansı için yukarıdakiler yeterliymiş, ancak ben Triatlon dalı için başvurduğumdan, il müdürlüğünde yüzme bildiğime dair beyan formu da doldurdum. Duruma göre, müdürlükte gerekebileceği için yanınızda mürekkepli/tükenmez kalem bulundurmanızı öneririm)

Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün adresı için http://ankara.gsb.gov.tr/ sayfasına bakabilirsiniz. Ben lisans başvurusu yaptığımda adres “Kıbrıs Caddesi No: 4 Kurtuluş / Çankaya / ANKARA” olarak yazıyordu. Ancak lisans başvuru ofisi o adresteki binanın tam karşısındaki “Ek Bina” girişinde. (Yani Ziya Gökalp Caddesi’nden Kıbrıs Caddesi’ne yokuş yukarı çıkarken yaklaşık 100m yukarıda solda – Otomobille gidecekler için bir uyarı: Bu bölgede park yeri bulmak zordur.)

Burasi nispeten yogun. Ayni islemleri 19 Mayis Spor Kompleksi yerleskesinden daha kisa surede yapabiliyoruz (2022)

Kapıdan girer girmez sağdaki vezne görünümlü ofis, lisans ofisi. Seslendiğinizde bir memur gelip sizden evrakınızı alacaktır. Eğer ciddi bir yoğunluk yoksa işlemler 10dk gibi bir sürede tamamlanabiliyor burada.

İlerleyen zamanda web siteleri ya da prosedür değişebilir. Bu yazıya ilişik tarihi göz önünde bulundurunuz 🙂

NOT: Sokağa çıkma kısıtlamaları olduğunda dışarıda spor yapabilmek için lisansınızı aldıktan sonra, bağlı olduğunuz federasyonun il temsilciliğine danışabilirsiniz. İletişim bilgileri ilgili federasyonun web sitesinden bulunabiliyor. Ankara’da girdiğim bir güvenlik kontrolünde, görevli memur ferdi sporcu lisansımı gösterdiğimde izin yazısını da istemişti (tabii ki vardı, yoksa dışarıda ne işim var?). O tarih itibariyle pandemi ile ilgili kısıtlama genelgesi bunu gerektiriyordu zaten.

Share
Kategoriler
Direniş Gezi Parkı Kitap Politika

Gezi Fenomeni – bireyselleşme ve demokrasi

image

Nurten Özkoray ve Erol Özkoray tarafından hazırlanan bu kitap yanlis anımsamıyorsam “dediğim dedik” bir varlığa hakaret içerdiği  için soruşturmaya konu olmuştu…

Share
Kategoriler
Direniş Felsefe Gezi Parkı Kitap Politika Sol

Sıcak Haziran….

 

 

image

Bu kitap beklentimin aksine siradan bir Haziran Ayaklanması kitabı değil. Olayları

Share
Kategoriler
Direniş Felsefe Kitap Politika Sol

Ece Temelkuran – Biz Burada Devrim Yapiyoruz Sinyorita

image

Bence bu çok etkileyici bir kitap.  Nesnel bir biçimde Chavez’in Venezüella’da zamanında

Share
Kategoriler
Felsefe Kitap Politika Sol

Noam Chomsky – Anarşizm Üzerine

image

Kendini anarşist bir düşünür olarak görmeyen Noam Chomsky’den derinlikli bir çalışma. Kitaptan bir alıntı:

… genel entelektüel kültür ‘anarşizm’i kaos, şiddet, bombalar, kargaşa ve bunun gibi şeylerle birleştirir. O yüzden, ben anarşizmden pozitif olarak bahsettiğimde ve kendimi anarşizm içindeki belli başlı gelenekleri benimsediğimi söylediğimde instanlar genellikle şaşırırlar

Ben de size

Share
Kategoriler
Direniş Kitap Politika Sol

Vehbi Ersan – 1970’lerde Türkiye Solu

image

Heyecanla okumaya başladığım bu kitabı, yogun istekler nedeniyle, özetini de paylasabilmek adina zihin haritası oluşturarak okumaya karar verdim.

Doğal olarak daha fazla ozeniyor insan.

Share
Kategoriler
Cemaat Direniş

ODTÜ, Türban ve Cemaat Üstüne – Bir Anı

Geçen gün ODTÜ‘deki yurtlara Fuhuş Yuvası diyerek cemaat evlerine öğrenci kapatmaya çalışan kişileri afişe eden ODTÜ öğrencilerin videosunu görünce aklıma kendi öğrenciliğimden bir anım geldi. Yalnızca inancı nedeniyle farklı giyinenle, dini emperyalizmin hizmetkarını/kölesini ayırdetme üzerine bir anı…

Share
Kategoriler
Direniş Politika

Slogan Bulamadım!

31 Mayıs 2013 tarihinde Türkiye’de Gezi Parki çerçevesinde başlayıp, mevcut iktidar tarafından tüm hak, özgürlük ve yaşam biçimi müdahalelerine tepki haline gelen direniş pek çok çarpıcı duvar ve kaldırım yazısına sahne oldu.

sloganbulamadim

Bunlardan biri de yukarıda görülen “Slogan Bulamadım” içerikli duvar yazısıydı..

Share